Markalaşma

Mc Donald’s Nasıl Kuruldu?

Selamlar, yeni bir yazımızla karşınızdayım. Görüşmediğimiz süre zarfında birçok kez yemek tükettim sizlerin de tahmin edebileceği gibi . Ne zaman bir şeyler atıştırmak istesem ya da yemek siparişi verecek olsam aklıma ilk olarak hamburger geliyor. Kaç yaşında olursam olayım en sevdiğim yemek hep hamburger olacak galiba. Hamburger aklıma geliyor gelmesine de hep tek bir tat dolaşıyor ağzımda. Mc Donald’s tarafından yapılmış o leziz hamburger… E hal böyle olunca da kendi kendime düşündüm ve bu konuyu araştırıp sonrasında da sizinle paylaşmak istedim. Dünya devi markalardan birisinin kuruluş ve büyüme hikâyesini size anlatmak için sabırsızlanıyorum. Hazırsanız başlayalım mı?

İlgili Makaleler

Sektörde öncü olan Mc Donald’s iki kardeşin elinden çıkan ama gelişimini çok farklı tamamlamış bir marka. Richard ve Maurice McDonald isimli iki kardeş ABD’nin Kaliforniya eyaletinin San Bernardino şehrinde bir ilke imza atıyor ve mükemmel lezzeti hem daha hızlı hem de daha ucuz bir şekilde insanlara ulaştırıyor. Bu dediğimiz adımlar 1940 yılında gerçekleşiyor. Düşünsenize bir, şaka gibi değil mi?

Başta amaç nispeten daha az gelir kazanan yani yoksul insanlara hem ucuz hem de lezzetli yemek sunmak iken şimdilerdeyse dünyanın 119’dan fazla ülkesinde 34.000’den fazla restoranla hizmet veriyor. Bu muhteşem büyüme yalnızca iki kardeşin başarısı değil aslında. Bir abimiz var, Ray Kroc. Krock abimiz bir gün bu iki kardeşin kurmuş olduğu restorana denk geliyor ve kelimenin tam anlamıyla hayran oluyor. Öyle ki; İlk açıldığında birkaç seçenekten oluşan menüye sahip olmasına rağmen yiyecekler diğer restoranlara göre çok daha kısa sürede hazırlanıyor ve uygun fiyata müşteriye sunuluyordu. Bu da yetmezmiş gibi az sayıda eleman ve verimli çalışmanın ürünü leziz yiyecekler olarak karşımıza çıkıyor.

McDonald’s kardeşlerin artan rekabetle başa çıkabilmek için geliştirdikleri sistem, dünyanın en büyük “hızlı servis restoranı” zincirinin de günümüze kadar ulaşmasını da bir yandan sağlamış. Kâğıt bardak ve peçeteler ile servis yapmaya başlayıp, sundukları zengin menüyü hamburger, cheeseburger, patates kızartması, içecek ve tatlı ile kısıtlayarak menüdeki çeşitliliği azalttılar ve hamburgerin fiyatını yarı yarıya düşürdüler. Bu da haliyle maddi durumu daha kısıtlı olan insanların da kendilerini tercih etmelerini sağladı.  Mutfak düzeni, az sayıda eleman ile verimli çalışma sistemi esasıyla ayarlandı ve maksimum verim alındı. Bunun yanı sıra arabaya servis yerine, self-servis ve paket servise yöneldiler. Böylece, artık sadece gençlerin değil, çocuklu ailelerin de uğrak yeri olmaya başladılar. Kısa zamanda bu düzen ile yüksek ciroda otomatik olarak sağlanmış oldu.

Tüm bunlarda şuanda MC Donald’s için dünya çapında 119’dan fazla ülkede 34.000’den fazla restoranla hizmet vermesini sağlamış. Küçücük bir dükkândan sınırlı bir bütçeyle iki kardeşin elinden çıkan o lezzetler zamanla büyümüş gelişmiş ve doğru pazarlama teknikleriyle insanlara sunulmuş. Rivayetlere göre o zamanlar Donald’s kardeşler Krock abimize pek de sıcak bakmamış işe ket vurulacağından korkmuş. Fakat tahminleri tam tersi yönde karşılarına çıkmış. Minnacık bir alandan dünyaya yayılan bu lezzet, her geçen gün ününe ün katarak yoluna devam ediyor.

Krock Beyefendi Donald’s kardeşlerin en büyük şansı mı yoksa şansızlığı mı bilinmez ama ben bu konuya kendi penceremden bakacaksam; yediğim en iyi hamburgerler arasında kesinlikle Mc Donald’s yer aldığı için, ben Krock abime bir teşekkürü borç bilirim ve aynı teşekkürü sizden de beklerim. Görüşmek dileğiyle, kendinize iyi bakın…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu